Aşkını Nasıl İspat Edersin: Bernardo Bertolucci’nin Filmlerinde Aşkın Kanıtı

*Spoiler içerir.

Bu yazıda Bernardo Bertolucci’nin normlardan şiddetle sapan bohem filmlerinden alınmış iki farklı banyo sahnesinden bahsedeceğim için replikler yazıya döküldüğünde biraz komik durabilirler, ama hayal gücünüze güveniyorum.

The Dreamers (2003) filminin banyo sahnesinde, köpüklü su ile dolu küvet içinde uyuyakalmış üç gencin uyandıklarında aralarında geçen konuşma şöyle başlar:

Matthew: I love you, Isabelle.

Isabelle: I love you, too, Matthew.

M: Yeah, but I really love you.

IS: And I really, really love you, too. We both do, don't we, Theo?

Theo: Yeah.

M: That's not what I wanted you to say.

T: What do you want us to say?

M: I wanted you to say you love me.

T: We just did, Matthew.

M: No, you said you love me too. I don't want you to say that you love me too, I want you to say that you love me.

T: We love you, we love you, we love you.

M: That's not right, either. You have to say it first.

T: We can't, Matthew. You already said it first.

M: Why is that? Why am I always the first to say it?

IS: Poor Matthew. We do love you very much.

M: I don't want to be loved very much. I want to be loved.

IS: You know, when someone wants it, there's no such thing as love. There are only proofs of love. Are you ready to give us a proof of your love?

M: You want proof of my love? Okay… (Isabel ile Theo bakışır ve gülüşürler)

IS: Get out of the bath. (Çıkar)

(Ayna karşışında toplanırlar)
T: Shaving cream... Razor... (Isabel’e verir)
IS: Thanks. (Matthew’in kasıklarına yönelirler)
M: What are you doing?
T: What do you think I am doing?

M: You're not serious?

T: Yes, I am.

IS: Nothing to worry about. It's an operation I've performed before.

T: Relax. It grows back.

M: You're both fucking crazy. (Traş köpüğünü ve saireyi fırlatır)

Is: What's the matter?

M: You call this "proof of love"? Turning me into a freak?

(…)

M: You wanna shave my pubic hair? Want me to be a little boy for you? (...)

Bertolucci’nin Last Tango in Paris (1972) filminde yine bir küvet sahnesinde Jeanne, Paul’a aşık olduğu adamı anlatır ve Paul’un diyaloğu yalnızlık ve yalnızlık duygusundan tek kurtuluş yolunun ölüm olduğuna çekmesinin ardından Jeanne der ki:

- He's you! You are that man!

Bunu duyan Paul duraksar ve Jeanne’den tırnak makasını ister.  Sağ elinin işaret ve orta parmağının tırnaklarını kestirir ve sonra Jeanne’yi şaşırttığı kadar hepimizi şaşırtan diğer bir talep gelir:

- I want you to put your fingers up my ass.

Jeanne bunu yapmaya koyulur ve bunu yaparken Paul gittikçe ateşlenerek ve acı ile devam eder:

- I'm gonna get a pig and I'm...  I'm gonna have the pig fuck you. I want the pig to vomit in your face and I want you to swallow the vomit. Are you gonna do that for me?

- Yeah.

- Huh?

- Yeah!

- I want the pig to die while... while you're fucking him. Then you'll have to go behind him. I want you to smell the dying farts of the pig. Are you gonna do all of that for me?

- Yes, and more than that! And worse! And worse than before.

 

Tamam aşk her neyse ne... peki aşkın kanıtı, göstergesi gerçekten bu mu? Aşağılanmak, aşağılanmayı kabul etmek, Matthew’in deyimiyle bir ucubeye dönüşmek mi? Aslında aşk üzerine oldukça karmaşık düşündüğümü, bana göre aşkın mecaz ve hakiki olmak üzere iki ayrı türü bulunduğunu belirtmek isterim. Tabii burada hakiki aşktan çok uzak bir mecazi aşk üzerine konuşuyoruz. O yüzden uzatmadan aradığımız cevabı bir an önce bulalım derim. The Dreamers’ta üçlünün son kez beraber göründüğü sahnede Isabelle’in mimiklerinde ve bilhassa Last Tango in Paris’te Jeanne’nin son repliklerinde bu sorunun cevabını bulabiliriz.

Bu iki film üzerine daha söylenecek pek çok şey var fakat bu bir methiye yazısına dönüşmeden kesmek istiyorum.
Sevgiler… Ensar

03.10

01.02.2019

Yeni farkediyorum, Bertolucci'nin Stealing Beauty (1996)'sinde de aynı muhabbet geçiyor:

"There is no love. There is only proof of love."

02.45

16.10.2019